BUTİK MARDİN DİYARBAKIR TURU

Belirtilen uçuş ile Diyarbakır Havalimanı'na iniyor ve rehberimiz ve ile buluşmanın ardından aracımıza binerek turumuza başlıyoruz. İlk durağımız kahvaltı molamız için yaklaşık 500 yaşında olan Tarihi Hasan Paşa Hanı olacak. Kahvaltı: Hasan Paşa Hanı’nda meşhur kahvaltıcı da serpme olarak alınacaktır. Kahvaltı sonrası ilk durağımız kısa yürüyüş sonrası ulaşacağımız Diyarbakır Ulu Camii olacak. Diyarbakır Ulu Camii: Anadolu’nun en eski camilerinden birisi olarak kabul edilip 5. Harem-i Şerif (kutsal mabet) olarak görülen cami; Yapımında kullanılan siyah bazalt, iki katlı revaklı geniş avlu, içerisinde bulunan medrese ile külliye özelliğine sahip planı ile oldukça etkileyicidir. Rehber eşliğinde gördüğümüz cami sonrasındaki durağımız ise yine kısa bir yürüyüş ile ulaşacağımız Cahit Sıtkı Tarancı Evi olacak. Cahit Sıtkı Tarancı Evi Kültür Müzesi: Ev klasik bir Diyarbakır evidir. Yapımından sonra ünlü şairimiz Cahit Sıtkı Tarancı’nın ailesi tarafından satın alınmıştır. Cahit Sıtkı’nın doğduğu ev olan yapı günümüzde kültür bakanlığına bağlı müze olarak ziyaret edilebilmektedir. Gazi Köşkü: Mustafa Kemal Atatürk’ün ordu komutanlığı sırasında 11 ay kaldığı meşhur Akkoyunlu Konağı 15.y.y geleneksel sivil mimarisinin bölgedeki en önemli temsilcisidir. (Not: Binanın bazı bölümlerinde restorasyon devam etmektedir) 10 Gözlü Köprü: Dicle Nehri üzerindeki en önemli tarihi köprüdür. 10 kemerinden dolayı 10 gözlü diye adlandırılan köprü Gazi Köşkü ile birlikte çevresindeki yeşil alan nedeniyle Diyarbakırlıların sayfiye yeri niteliğindedir. Akşam yemeğinden sonra programımızın sona ermesi ile birlikte konaklama yapacağımız otelimize hareket edeceğiz.

Sabah kahvaltısından hemen sonra aracımızla Mardin’e hareket edeceğiz. 1 saat 15 dakika sürecek ve Çınar üzerinden devam edeceğimiz yolculuğumuz bizi Tarihi Mardin Kenti’ne ulaştıracak. Öğlen yemeği sonrası ise turumuza başlayacağız. Kasımiye Medresesi: Artuklu Mimari özelliği tarzında Akkoyunlular tarafından tamamlanmış olan yapı tüm Mezopotamya Ovası’nı görebilecek bir yere konumlandırılmıştır. Muhteşem Taç Kapı, içerisinde bulunan mescit, türbe ve eyvanlı havuzlu medrese bölümü ile bir külliyedir. Abbaralar: Dar cadde ve sokakları birbirine bağlayan kemerli geçişler Mezopotamya şehir mimarisinin vazgeçilmezidir. Şehrin yamaç konumu nedeniyle Mardin’de oldukça fazla Abbara vardır. Mardin Müzesi (Süryani Katolik Patrikhanesi): Mardin ve çevresinden gelen arkeolojik ve etnoğrafik eserlerin sergilendiği bu tarihi bina ve içindeki eserler bölge tarihini detaylıca görüp anlayacağımız en önemli mekân olacak. Kırklar Kilisesi: Sivas’ta Romalılar tarafından katledilen ilk Hristiyanlardan olan kırk şehit adının verilmiş olduğu bu yapı Süryani Ortodoks Cemaat için Mardin’deki merkez kilisedir. Avlusu ve tarihi binası ile aktif ibadethanesi ile semavi dinlerin birlikte yaşamını sürdürdüğü Mardin için gözbebeğidir. Deyrulzafaran Manastırı (Mor Hananyo): Süryani Ortodoks Cemaatinin Anadolu içinde bulunan 4 metropolitlik merkezinde birisidir. Öncesinde patriklik merkezi olarak kullanılan yapı bugün halen faaldir ve manastır özelliğini sürdürmektedir. Karşılama merkezinde dileyenlerin tadına bakabileceği Süryani kahvesi – Süryani çayı ve çöreği sonrası manastır rehberi eşliğinde yapılacak gezide Meryem Ana Kilisesi, Güneş Tapınağı gibi tarihi bölümleri görebileceğiz. Akşam yemeğini yedikten sonra mardin’de konaklama yapacağımız otele geçiyoruz.

Sabah otelimizde alacağımız kahvaltı sonrası aracımız ile son günkü turumuza başlayacağız. Ain Dara Antik Kenti: Doğu ve Batı arasında askeri bir nokta olarak konumlandırılmış kent bugün Güneydoğu Anadolu bölgesinin Efes’i olarak kabul edilmekte. Yoğun kazıların yapıldığı ve çoğu bölümü açığa çıkarılmış olan Nekropolis (mezarlık), sarnıç, su deposu gibi yapıları görebileceğimiz Ain Dara sonrasında ise yolculuğumuz Beyazsu’ya doğru devam edecek. Beyazsu (Çağçağ): Ain Dara sonrası Suriye sınırımıza sıfır olarak devam eden yolculuğumuz bizleri Nusaybin’e ulaştıracak. Nusaybin girişinden kuzeye sapınca ise eski kral yolu, bugün ise Beyazsu diye adlandırılan meşhur doğal alana ulaşmış olacağız. Burada vereceğimiz mola sonrasında ise Beyazsu Vadisi’ni takip ederek Midyat’a ulaşacağız. Midyat Konuk Evi: Oldukça güzel taş işlemeciliğine sahip ve bir etnoğrafya müzesi olarak inşa edilmiş yapı Midyat Eski şehir içinde oluşu nedeniyle güzel bir manzaraya da sahiptir. Dizlerin çekildiği bu yapı sonrasında meşhur gümüşçüler çarsısına döneceğiz. Midyat Gümüşçüler Çarşısı: Geleneksel telkâri işçiliğini usta anlatımıyla öğrendikten sonra oldukça çeşitli gümüş ürünlerden serbestçe alışveriş yapabilirsiniz. Dileyenler çarşıda bulunan Süryani Şaraplarının tadına bakabilirler ve satın alabilirler. Hasankeyf: Dicle Nehri üzerinde yapılan Ilısu Barajı suları altında kalan kalkolitik tarihli kenti gezeceğiz.Tarihi Dicle Köprüsü, El Rızk Camii, Akropolis ve bu yapıların Dicle Nehri ile buluşma noktasının manzarası sizleri oldukça etkileyecek. Taşınan yapılardan birisi olan Zeynel Bey Türbesi ise mimarisi bakımından ülkemizdeki tek örnek. Burada vereceğimiz yeterli zaman ardından ülkemizin en önemli petrol üretim alanları olan Raman ve Garzan’ı geçerek Batman – Bismil üzerinden Diyarbakır’a ulaşacağız. Diyarbakır Havalimanı’na ulaşarak turumuzu sonlandıracağız.